Yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Assertiveness nedir?
"Assertiveness" (Türkçede "kendine güven" ya da "iddialılık" olarak çevrilebilir), kişisel haklarınızı ve başkalarının haklarına saygı göstererek kendi ihtiyaçlarınızı, düşüncelerinizi ve hislerinizi doğrudan, açık ve dürüst bir şekilde ifade etme yeteneğidir. Assertiveness, pasif (çekingen, isteksiz) veya agresif (saldırgan, kaba) olmaktan farklıdır. Bu davranış biçimi, kendine saygı ve başkalarına saygı arasında dengeli bir yaklaşımı temsil eder.
Assertiveness ile ilgili bazı önemli noktalar şunlardır:
Duyguları İfade Etme: Kendi duygularınızı açıkça ve saygılı bir şekilde ifade etmek, assertiveness'in temel bir parçasıdır.
Sınırları Belirleme: Kendi sınırlarınızı belirleyip koruyabilmek ve "hayır" diyebilmek de önemlidir.
Aktif Dinleme: Başkalarının görüşlerini dinlemek ve anlamak, etkili bir iletişim ve karşılıklı saygı için gereklidir.
Net İletişim: Kendi ihtiyaç ve isteklerinizi net bir şekilde ifade etmek, yanlış anlamaları önler ve açık iletişimi teşvik eder.
Empati ve Saygı: Başkalarının hislerine ve görüşlerine empati göstermek ve onlara saygı duymak, assertive olmanın önemli bir parçasıdır.
Assertiveness, iş yerinde, kişisel ilişkilerde ve günlük etkileşimlerde daha etkili ve sağlıklı iletişim kurmanıza yardımcı olabilir. Kendi haklarınızı savunurken diğerlerinin haklarına da saygı göstermek, sağlıklı ve dengeli ilişkilerin temelini oluşturur.
Bu makale, NYU'dan bir profesör olan Clay Shirky'nin kadınların daha başarılı olmak için erkekler gibi davranmaları gerektiğini öne sürdüğü bir görüşü ele alıyor. Shirky, kadınların kibirli ve kendini beğenmiş olmaları gerektiğini savunuyor, ancak yazar bu görüşü eleştiriyor. Yazar, assertiveness (kendine güven) ile kibir ve narsisizmi birbirine karıştırmamak gerektiğini vurguluyor ve kadınların da erkekler kadar kendilerini ifade edebileceklerini savunuyor.
Makalede, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin kişilik farklılıklarından çok daha karmaşık sosyoekonomik ve tarihsel faktörlerle açıklanabileceği belirtiliyor. Ayrıca, yazar Oxford Üniversitesi Öğrenci Birliği tarafından düzenlenen bir assertiveness eğitimi atölyesine katıldığını ve burada hem erkek hem de kadın öğrencilere kendilerini daha açık ve güvenli bir şekilde ifade etmeleri için eğitim verildiğini anlatıyor.
Atölye çalışmasında, katılımcılar kendilerini daha iyi ifade etmek için altı adımlı bir yöntem öğreniyorlar. Yazar, bu beceriyi günlük hayatında uygulayarak başarılı sonuçlar aldığını, ancak bunu yaparken kibirli veya kendini beğenmiş bir şekilde davranmadığını belirtiyor.
Sonuç olarak, makale kadınların başarı için erkekler gibi davranmak zorunda olmadıklarını ve kendine güvenin kibirle karıştırılmaması gerektiğini vurguluyor.
Makalenin son bölümünde, yazar, assertiveness becerilerini uygulayarak günlük hayatta birçok olumlu sonuç elde ettiğini detaylandırıyor. Örneğin, bir taksi şoföründen yanlış rota nedeniyle indirim almayı, restoranda bir sorun olduğunda yeni bir çorba kasesi almayı başardığını ve iş yerinde daha fazla görev almayı başardığını anlatıyor. Bu deneyimler, kendini ifade etmenin, yani assertiveness'in, kibirli veya kendini beğenmiş bir tavır takınmadan da başarıyla uygulanabileceğini gösteriyor.
Yazar, assertiveness becerilerinin pratikte uygulanmasının, kadınların kendi değerlerini iş ve günlük yaşamda daha etkili bir şekilde ifade etmelerine yardımcı olduğunu vurguluyor. Bu sayede, kadınlar kendi başarılarını ve yeteneklerini daha iyi gösterebiliyor ve toplumsal cinsiyet eşitliği adına önemli adımlar atıyorlar.
Makale, Clay Shirky'nin kadınların erkekler gibi davranması gerektiği yönündeki görüşünü reddederek, kadın ve erkeklerin kendilerine has özelliklerini koruyarak ve assertiveness becerilerini geliştirerek başarıya ulaşabileceklerini savunuyor. Bu bakış açısı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunlarına daha kapsamlı ve pozitif bir yaklaşım sunuyor.
Atölye çalışmasında öğretilen altı adımlı yöntem, katılımcılara kendilerini daha iyi ifade etmeleri için rehberlik ediyor. Bu altı adım şunlardır:
Muhatap Adını Kullanma: İletişimde bulunduğunuz kişinin adını kullanmak, iletişimi daha kişisel ve dikkatli hale getirir.
Konuyu Belirleme: Tartışmanız gereken konuyu açıkça tanımlamak ve odaklanmak, iletişimin net ve anlaşılır olmasını sağlar.
Karşı Tarafın Durumunu Anlama: Muhatapınızın pozisyonunu veya görüşünü kendi anladığınız şekilde ifade etmek, empati kurmanıza ve yanlış anlamaları önlemenize yardımcı olur.
Kendi Duygularınızı İfade Etme: Kendi duygularınızı açık ve dürüst bir şekilde ifade etmek, iletişimin daha samimi ve etkili olmasını sağlar.
Ne İstediğinizi Belirtme: İhtiyaçlarınızı ve isteklerinizi net bir şekilde belirtmek, muhatapınızın sizin beklentilerinizi anlamasına yardımcı olur.
Olumlu Sonuçları İşaret Etme: İletişimin olumlu sonuçlarını, hem kendiniz için hem de karşı taraf için vurgulamak, karşılıklı anlayışı ve işbirliğini teşvik eder.
Bu yöntem, assertiveness becerilerini geliştirmek ve hem iş hem de kişisel ilişkilerde daha sağlıklı iletişim kurmak için kullanışlı bir araçtır. Kendi ihtiyaçlarınızı saygılı ve açık bir şekilde ifade ederken, karşınızdaki kişinin de ihtiyaç ve duygularına saygı göstermenizi sağlar.